Konuşma söz konusu olunca üzerimize yok. İş eyleme ve icraata gelince geri planda kalma adayı oluyoruz. Fikir veren, eleştiri getiren, yapılması gerekenleri planlayan, organizasyon bütünlüğünün en ayrıntılı noktalarına kadar detaylandıran, plan ve tasarı düzenleyen, iş yapmaya çalışanların açığını bulmaya çalışanlar konusunda hiçbir sıkıntımız yok.

Ama faaliyet, eylem, icraat, gerçekleştirme, elini taşın altına koyma, işlerliği sürdürme, çözümleri gerçekleştirme durumunda ortada kimse kalmıyor. Nedeni de biraz Liyakat, Yeterlilik, Karizmatik Liderlik, Canlılık Ruhu ve biraz da çıkarcı düşünmeme ile ilgili olduğundandır.

Çünkü söylemler ile gerçekleştirme arasında ince bir çizgi ve bu çizgiyi ayakta tutan “Maddi Güç” unsuru var.

Parasız olmuyor bu işler…

Bu yüzden ortaya para koyacakların alanda konuşması, sahiplenmeyi göstermesi gerekirken, maddi güç unsurunu sağlayamayanların konuları kendi bakış açıları ile değerlendirmeye çalıştığı görülüyor. Ya da birileri kulüp üzerinden mevcut yapılanma içerisinde maddi olanaklar sağlayarak çıkar ve menfaat edinmeye çalışmakta.

Tabi arada futbol severlerin samimi duygularının, merakı olanların heyecanlarının ve bu işe gönül veren halkın istismaredilen hislerinin rencide olması da ayrı bir mağduriyet.

Ortada spor sevgisinin, sporseverlerin duygularının ve spor etkinliğinin heyecanı, aşkı, sevgisi dışında şeyler var ve bunlar da çıkarlar üzerine kurulu kazançlarla-rantlarlaalakalı ne yazık ki…

Bahis sektörü son yılların Futbol sektöründe varlığını en ağır şekilde hissettiren ana karakter. Kimse bunu inkâr etmesin. Kulüplerin o hafta ki bahis listesine girmek için gösterdiği çabanın sebebinin ne olduğunu düşünelim. Şike ve maç ayarlama girişimlerinin artmasının etkenlerini sorgulamak lazım!

Yanlış mı?

Bana göre değil… Çünkü maddi alt yapı olmadan futbolcu alamazsınız, transfer yapamaz, tesis kurup, personel çalıştıramazsınız. Maç yolculuğu yapamaz, beslenmeyi sağlayamaz, malzeme edinemezsiniz.

Bunlar kendiliğinden olan ve havadan gelen temel ihtiyaç giderleri değil. Petrol Spor gibi 3. Ligde mücadele eden ve yıllık döngüsü (Transferler, malzeme alımı, beslenme, personel giderleri, ulaşım, araç kullanımı, prim ve maaş ödemeleri…) 10 milyon gibi rakamlara dayanmakta.

Bu paranın temini nasıl sağlanır?

Petrol Spor’ un mevcut kötü hali ve sıkıntılarını bu noktadan hareketle çözebiliriz.

Parasız olmuyor…

Ağzımıza sakız gibi yapışan ve her seferinde dile getirmekten usanmadığımız bahanemiz de hazır: Bakanlıklar ve Valilik olaya el atıp, sahip çıksın!

Ya devletin imkânlarını sadece spora vermek mi çözüm… Resmi organları ve kurumları beklentilerle sıkmanın da çözüm olmadığı görülüyor.

Futbol merakı olanların özellikle dünya futbolunun kalbinin attığı yer olan İngiltere başta olmak üzere birçok ülke takımının sahiplerinin kim olduğuna bakıldığında ne söylenmek istendiği anlaşılacaktır. Ortada Bakanlık veya Kurumlar yok, sadece kişi veya hisseli ortaklıklar var.

Kulübün sahipleri zengin kişilerden ve bir araya gelen hisse sahibi insanlardan ve oluşturdukları Yönetim Kurulu üyelerinden oluşmakta.

Takım, işletme mantığıyla ve sağlanan para kaynağı ile sürekliliğini sağlamakta. İlimizin tek profesyonel takımı olan Petrol Spor için maddi kaynak sağlayacak kim olmalı acaba?

Vali Bey’ in çabalarına rağmen imkânlar ölçüsünde bir şeyler yapılıyor. Fedakârca sahip çıkmaya çalışan birkaç kulüp çalışanının çabasıyla profesyonellik olmaz.

Öz cümle: Bu iş için para lazım; Parayı sağlayacak sağlam bir kişi veya ortaklar grubu,  organizasyon ve denetim için liyakat sahibi Yönetim Kurulu Üyeleri gerekiyor. Masraf ve gider konusunda kaynaklar sağlanmadığı takdirde geçici yönetim belirleme girişimleriyle adım atılmıyor.

Kaynak bulunmaması, sahip çıkılmaması durumunda 90’ lı yılların sahalarda kök söktüren ve Süper Lig kapısından son anda dönen takımınınAmatör Lige düşmesi kaçınılmaz görünüyor.

Yorumlar